İstanbul’da İstiklal caddesinde gerçekleşen terör eylemi dolaysıyla bir kez daha bütün milletimizin başı sağ olsun. Hayatını kaybeden yurttaşlarımızı saygıyla anıyor, yakınlarına başsağlığı diliyoruz.
Şimdi saldırının gerçek anlamı üzerine soğukkanlılıkla düşünme ve ona göre tedbirlerimizi alma zamanıdır.
Bu bir gözdağı eylemidir. Eylem yeri olarak Türkiye’nin, bütün dünyanın gözü önünde olan bir mekânının seçilmesi, hedef olarak büyük insan kaybının değil, ses çıkarmasının amaçlanması, bu eylemin bir gözdağı eylemi olduğunu kanıtlıyor.
Kısacası Türkiye’ye; “ayağını denk al, bizimle uyumlu hareket et!” denmiştir.
Eylemin sahibini, Türkiye’ye yönelen tehditler ve bu tehditlerin sahibi olan güçlere bakarak anlayabiliriz.
Birinci olarak Türkiye, Ukrayna sorununda ABD’nin kuyruğuna takılarak Rusya’ya uygulanan kuşatmaya katılmadı. Bu da ABD başta olmak üzere bütün Atlantik İttifakını rahatsız etti.
İkinci olarak Türkiye; Ege, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’de; sonuç olarak ABD’nin Yunanistan’da ve Ege adalarında askeri yığınak yapmasına, aralarında burnumuzun dibindeki Dedeağaç’taki üs de olmak üzere beş adet yeni askeri üs kurmasına yol açan “Mavi Vatan”ını savunma politikasında ısrar etti.
Üçüncü olarak Türkiye, “ABD’nin kara gücü”ne yönelik harekatlarına aralıksız devam ederek silahlı bir güç olarak bu terör örgütünü ülke içinde bitirme noktasına getirdi.
Bunlar, Türkiye’nin neden hedef alındığını yeterince açıklıyor. Ama bir de iktidarın son Anayasa değişikliği girişmii ile ortaya koyduğu ve emperyalistlerin kaçırmak istemeyecekleri bir “fırsat” var.
Ekonomik olarak zor durumda olan AKP iktidarı; seçime giderken türban konusunda Anayasa değişikliği için PKK’nın yasal partisi HDP ile yaptığı görüşmeyle yeni bir açılımın kapısını aralayarak “yumuşak karnını” dosta düşmana gösterdi.
Bütün bu veriler İstanbul’daki patlamanın asli failini ve gözdağının da amacını gösteriyor.
Asli fail “Büyük Müttefik” ABD’dir. Ve ABD’nin Türkiye’ye karşı her zaman kullandığı maşasıdır.
Üzerinde durmamız gereken ikinci nokta saldırının failinin, Suriye’de PKK’nın kontrolü altında olan bölgede eğitilmesi ve Türkiye’ye gönderilmesidir.
Suriye devletinin bu bölgelerde kontrolünün olmaması, PKK ile birlikte ABD’nin maşası olan dinci terör örgütlerinin buralarda yuvalanmaya devam etmesi ve bütün bu örgütlerin Türkiye’de de sığınmacı” olarak barınma olanağı bulması, ABD’nin işini kolaylaştırmıştır.
ALINMASI GEREKEN ACİL TEDBİRLER
1. Türkiye derhal Suriye ile el sıkışmalı, İsrail’den önce Şam’a büyükelçisini
göndermeli, dost ve kardeş Suriye’nin topraklarının bütününde hakimiyetini gerçekleştirmesine yardımcı olmalıdır.
2. Suriye ile ilişkilerin normalleştirilmesinden hemen sonra, Türkiye’deki
sığınmacıların ülkelerine güvenlik içinde dönmeleri sağlanmalıdır.
3. ABD, Türkiye’nin stratejik müttefiki değil stratejik düşmanıdır.
Türkiye, her önemli gelişmeyle birlikte tekrar tekrar ispatlanan bu gerçeğe uygun hareket etmelidir. İncirlik başta olmak üzere bu emperyalistin bütün askeri üs ve tesislerine el konulmalıdır.
4. Bir yandan Terör Örgütü ile ilişkili olduğu gerekçesiyle HDP hakkında kapatma davası açmak; diğer yandan Türbanı bu partiyle işbirliği yaparak Anayasa’ya sokma girişimi; neresinden bakılırsa bakılsın tutarsızdır ve İktidarın “yumuşak karnını” göstermektedir. Dolaysıyla bugün Türkiye’nin “yumuşak karnı”, laik Cumhuriyet düşmanı olan tarikat ve cemaatlerin amaçlarını gerçekleştirmek için emperyalizm ve onun maşaları ile işbirliği yaptıkları gerçeğidir.
Terör örgütüne yasal olanaklar sunulamaz, sunulmasına göz yumulmasına devam edilmesi kabul edilemez! HDP’nin kapatılması teröre karşı mücadelenin bir parçasıdır. Gereği bir an önce yapılmalıdır.
5. Türban ile ilgili Anayasa değişikliği önerisinin Türkiye’yi nasıl tehlikenin içine attığı bu gelişmeyle de gözler önüne serilmiştir. AKP, türban değişikliği ile ilgili Anayasa değişikliği önerisini derhal geri çekmelidir.
Admin
