Günaydın Mersin,

Merhabalar Ankara,

Selamlar Türkiye.

Hayırlı sabahlar,

Hayırlı günler,

Herkese Ailesi ve Sevenleri ve Sevdikleriyle birlikte iyi bir pazar günü diliyorum.

Rabbim cümlemize sağlık ve sıhhat versin.

İyilik ve güzelliklerden ayırmasın.

Bizleri daima iyi ve güzel insanlarla karşılaştırsın.

Kötü insanları da bizlerden uzak eylesin.

Dert veripte derman aratmasın.

Herkesin işi gücü rast gelsin.

İşlerimizi kolay, rızklarımızı helal, kazançlarımızı da bereketli eylesin.

Birlik ve beraberliğimizi daim eylesin.

Devletimiz ve Milletimiz var olsun.

Devletimize ve Milletimize,

içerden ya da dışardan kastetmek isteyenler ve varsa işbirlikçileri her kim olursa olsun kahrolsun.

Şehitlerimize ve cümle geçmişlerimize rahmet olsun.

Rabbim, hayatta olan Gazilerimize şifasını eksik etmesin.

Günümüz ve akıbetimiz hayrolsun. Amin.

Sevgili Dostlar;

Bugün Ankara yolcusuyuz!

Yaklaşık 10 gündür Seçim Bölgemiz olan Mersin’de hergün bir yerlerde Vatandaşlarımızla hemhal oldum!

“Yaşadığım hayattan ve halimden memnunum, yarınımdanda umutluyum” diyen bir tek kişiye rastlamadım!

Hiç kimse hayatından memnun değil ve herkes mutsuz!

İşçiye, asgari ücretliye,

emekliye, çiftçiye, hayvancıya halini sormaya çekiniyorsunuz!

Çünkü hepsinin dünyası kararmış!

Hepsi, yaşadıkları güne lanet okuyor!

Zira, bir gün sonrasına yönelik umutları kalmamış!

Ve hepsi hayatından bıkmış,

ne yapacağını şaşırmış durumda!

Peki nasıl oluyorda, başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere, tüm iktidar kanadı vatandaşı enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında ezdirmedik diye biliyor!

Asgari ücrete yaptıkları yüzde yüzde 30, emekliye yaptıkları yüzde 11 maaş zammını bir ulufe, ya da bir kıyak gibi görebiliyor!

Bunun bir tek açıklaması olabilir, Sayın Erdoğan Keçiören’de otururken halkın içerisinde idi.

Halkla iç içeydi!

Çarşıdan pazardan haberi vardı!

Ne zaman ki, Beştepe’ye yaptırdığı saraya çekildi!

Vatandaşla irtibatını kopardı!

Milletten koptu!

Debdebeli bir hayata başladı!

Vatandaşı unuttu!

Çevresindeki bir avuç azınlık olan yandaşlarının ve yandaş medyanın dışında kimseyi dikkate almaz oldu!

Gelir adaletsizliği tavan yaptı!

Ortadirek denilen, Halkın omurgası olarak değerlendirilen kesim yok oldu!

Toplumun ağırlıklı kesimi asgari ücret ve altındaki maaşlara mahkum edildi!

Şu anda en üst düzeyde geliri olan yüzde 20’lik kesimin,

Milli Gelir’den aldığı pay yüzde 48 !

En düşük gelir düzeyine sahip yüzde 20’lik kesimin Milli Gelir’den aldığı pay ise yüzde 6 !

Yani, en üst düzey gelire sahip olanların 8’de biri!

Bu durumu hangi vicdana sığar!

Bunu hangi vicdan sahibi olan kimse kabul edebilir!

Bu iktidar 2002’de çay-simit hesabı yaparak, o dönemdeki 2001 ekonomik krizini fırsata dönüştürerek, 3Y diyerek (yoksulluğu, yolsuzluğu ve yasakları ortadan kaldıracağım diyerek), o dönem yaşanan haksızlıklara baş kaldırarak,

Hz. Ömer’in Adaleti’ni uygulayacağız diyerek Vatandaşlarımızdan oy istedi!

Vatandaşta o dönem söylenenlere inandı!

Ve oy verdi!

Şimdi yaşanan bu durum,

Hz. Ömer’in hangi adaletine sığdırılabiliyor!

Bunu anlayabilmek mümkün müdür!

Beyler; Sizler şu anda kul hakkına girmiş ve o alandanda bir türlü

çıkamıyorsunuz!

Böyle giderse bu Milletin ahı sizi rahat bırakmaz bilesiniz!

Bizden söylemesi!!!

Bu vesileyle, yaşadıkları her türlü olumsuzluğa rağmen, herkese iyi bir pazar diliyor ve herkesi Yüce Allaha emanet ediyorum.

Kalın sağlıcakla!