“TÜRKİYE MERSİN’E AŞIK AMA MERSİN’İN BUNDAN HABERİ YOK”
Geçenlerde bir ulusal radyo programını dinlerken spiker bağlantı kurduğu kişilere şu soruyu soruyordu; “Türkiye’de nereyi görmek gerekir?” Birisi Eskişehir dedi, diğeri Göbeklitepe, bir başkası Ankara. Bana sorsalardı Mersin derdim. Mersinli olduğum için değil, Mersin’in hoşgörünün zirvesini yaşayan bir kent olduğu için. Mersin çok dilli ve çok dinli bir şehir. Anadil Türkçenin yanında Arapça ve Kürkçe de konuşulan diller arasında. Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler kent mezarlığında yan yana yatıyorlar. Çok sayıda Hristiyan ve Yahudi iş insanları var. Türkler, Kürtler, Araplar, Müslüman olmayanlar kız alıp kız veriyorlar, iş ortaklıkları kuruyorlar, aynı sitelerde oturuyorlar, aynı okullara gidiyorlar. Ayrı siyasi partilerde Demokratik Cumhuriyete destek vermeye çalışıyorlar.
Mersin, Mersin İdman Yurdu, Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş Meydanlarının bir arada olduğu tek şehir. Sporseverler takımlarının coşkusunu kendi meydanlarında yaşıyorlar. 10 kilometrelik sahil yolu çok işlevsel. İsmet İnönü Bulvarı ile başlayan Adnan Menderes Bulvarı ile devam eden, Atatürk Parkı, Kültür Park ve Yat Limanını kapsayan bulvarın Türkiye’de eşi yok. İster bisiklet sürün, ister yürüyüş yapın, isterseniz balık tutun, voleybol, basketbol, tenis oynayın. Her keseye göre kafe ve restoranların olduğu yer. Yiyecek ve içeceklerinizi kendinizde getirip piknik yapabilirsiniz. Bir ağacın altında çayınızı, kahvenizi, biranızı yudumlarken ya da kitabınızı okurken çocuklarınız yeşil çimlerin üstünde sevinçle oynadıkları oyunları seyredersiniz.
Bunlar güzel şeyler. Ancak eksik olan birkaç şey var. Mersin’in yeni cazibe merkezlerine gereksinimi var. Adına ne derseniz deyin. Kent Ormanı, Botanik Park, Gül Bahçesi, vs. Verimli topraklar, endemik bitkiler, Toros Dağlarının güzelliği, bol güneş, hepsi Mersin’de. Dünyada eşi olmayan 400 civarında ören yerimiz var ama çoğu bakımsızlıktan harap oluyor. En çok üzüldüklerimden birisi de ADAM KAYALAR.
Admin
