Hayırlı sabahlar,
Hayırlı günler.
Allahın rahmeti mağfireti merhameti hidayeti inâyeti hikmeti himmeti ve bereketi hepimizin üzerine olsun.
Rabbim cümlemizi her türlü bela ve musibetlerden korusun ve kollasın.
Sevgili Dostlar;
Bugün 12 Eylül 1980 darbesinin 44’üncü yıldönümü.
Yani Türk Demokrasisi açısından kara bir gün!
O güne gelinceye kadar binlerce Vatan evladını sağcı solcu diye birbirine kırdırdılar!
12 Mart 1971 Muhtırası da aslında 1980’e gelirken o darbenin bir alt versiyonu idi!
Ancak 1971’den 1980’e gelinceye kadar binlerce Vatan Evladı Ülkeyi yönetemeyenlerin gafletleri sonucunda hayatını kaybetti!
Neticede Kenan Evren başkanlığındaki beşli cunta göreve el koydu, demokrasiyi askıya alarak siyasi yasak getirdi, tüm siyasileri göz altına aldı, başta Rahmetli Cennetmekan Başbuğumuz da dahil bazı siyasileri de tutukladı!
O güne gelirken cuntacılar, ihtilali haklı gösterebilmek için açıkçası kavgayı körüklediler!
Öyle ki, 11 Eylül günü Ülke kan gölüne çevrilmiş, ancak 12Eylül günü Ülke süt liman.
Böyle bir şey olabilir mi?
Bende 166-62.ci Dönem Yedek Subay olarak Keşan’da 4.Topçu Alayı’nda asker idim.
Ve aynı gece olayı yol kavşaklarını tutarak kimlik kontrollerinde bulundum!
12 Eylül 1980 tarihinde 12 gün sonrada ilk göz ağrım, büyük oğlum Mustafa dünyaya gelmişti.
Bende görevde olduğum için Tarsus’a gelipte doğum anında eşimin yanında bulunamamış,
doğum haberinide bir hafta sonra gelen mektupla öğrenmiştim.
Çünkü o zamanlar cep telefonları hayal bile değildi, hatta eskiden evlerimize dahi ancak torpille alınabilen ve herkesin evinde bulunmayan sabit telefonlar vardı.
Bizim evde de sabit telefon olmadığından iletişimi genellikle postanelerden açılan telefonlarla sağlayabiliyorduk!
Netice de ihtilal gerçekleşti!
O zalim beşli cunta, haklı haksız,
suçlu suçsuz demeden bir sağdan bir soldan mantığı ile gençleri gencecik yaşlarında idam ettirdi!
Hatta yaşı küçük olanların yaşını büyüterek dar ağacında sallandırdı!
12 Eylül darbesi döneminde haklı haksız demeden sırf Türk Milliyetçisi oldukları için şehit edilen tüm yol arkadaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyor,ruhları şad mekanları cennet olsun diyorum!
1980 darbesi her ne kadar her iki tarafıda hedef almış gibi görünsede aslında Ülkücülere yapılmış bir darbeydi!
Zira darbeciler,en çokta Ülkücüleri ve MHP’lileri yargıladı, bir kısmı beraat etti,bir kısmı uzun yıllar tutuklu kaldı,idamdan yargılananlar ve idam edilenler oldu.
En büyük çileyide Başbuğumuz çekti!
Cuntacılar, 1980 öncesi siyasi partilerin tümünü kapattılar!
Kendi mantıklarına uygun,
demokratik hakları kısıtlayan 1982 Anayasasını hazırladılar!
Ve halka, içeriğini doğru dürüst açıklamadan yüzde 92’lik bir çoğunlukla kabul ettirdiler!
1982 Anayasası’na koydukları geçici bir madde ile 1960’ta Cemal Gürsel’in Cumhurbaşkanı olması gibi Kenan Evren’de Cumhurbaşkanı oldu.
1980 öncesi tüm siyasilere yasak getirdiler, 1983’te yapılan ilk genel seçimde, Rahmetli Turgut Özal’ın kurduğu Anavatan Partisi tek başına iktidar oldu.
Hikaye aslında çok daha uzun.
Ancak yaşananların tamamını burada anlatmak mümkün değil!
Rabbim Milletimize yaşanan o acı günleri bir kez daha yaşatmasın!
Sevgili Dostlar;
Meclisin tatilde olduğu şu dönemde galiba dizlerimizi çok yorduk ki, dün çektirdiğim EMAR sonucunda maalesef iyi bir netice çıkmadı!
Zaten yaklaşık iki aydır ağrılarım vardı.
Ve üzülerek belirtmem gerekirse,
Doktorlar dinlenmen gerekir derken, hem siyasi çalışmalar, hemde en yakınlarımızın rahatsızlığı ve ardından vefatları nedeniyle iki aydır gördüğüm tedaviler boşa gitti!
Ve şu anda ağrılarım o kadar arttı ki, yürümekte zorlanıyorum!
Rabbim beterinden esirgesin!
Doktorumuzun verdiği raporla mecburen 10 gün mümkün olduğunca ayaklarıma yüklenmeden dinleneceğim!
İnşaallah bu dinlenme sonunda yine Milletimizin hizmetinde koşturmaya devam.
Artık, bu sefer yasaklara uymam şart!
Aksi taktirde dizlerimi çok daha kötü günler bekliyor!
Durum bu.
Yapacak bir şey yok!
Dünya dönüyor!
Hayatta acısıyla tatlısıyla devam ediyor!
Rabbim Millet ve Memleket hayrına verdiğimiz emekleri, gösterdiğimiz gayretleri ibadet saysın. Yolumuzu ve bahtımızı açık, İşlerimizi kolay, sağlığımızı ve hizmetlerimizi daim eylesin.
Emeklerimizi boşa çıkarmasın!
Bizleri Hak ve hakikat yolundan ayırmasın.
Şehitlerimize ve cümle geçmişlerimize rahmet olsun.
Bizleri de yaşadığımız bu yalancı dünyadan gerçeğine taşındığımızda korktuklarımızdan emin, umduklarımıza nail eylesin.
Herkesin işi gücü rast gelsin. Amin.
Yaşadığınız ve yaşadığımız her şey, Hakkın rızasına uygun ve de gönlümüzce olsun.
Hoşça kalınız,
Dostça kalınız,
Allaha emanet olunuz.