Türkiye, 68,5 milyar dolarlık tarımsal hasılasıyla Dünya Bankası istatistiklerine göre Avrupa’da birinci ve dünyada dokuzuncu sırada yer almaktadır. Mersin ise Türkiye'nin tarım ve gıda sektöründe önemli bir role sahiptir.Bitkisel üretim değerinde üçüncü, tarımsal ihracatta dördüncü ve tarımsal hasılada beşinci sıradadır. Özel Ticaret Sistemi verilerine göre Mersin’in ihracatının yaklaşık yüzde 70’i tarım ve gıda ürünlerinden oluşmaktadır.
Türkiye ve Mersin'in tarım ve gıda sektöründe daha da gelişme potansiyeli bulunmaktadır. Bu doğrultuda, Hollanda örneğinin iyi analiz edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Uluslararası Ticaret Merkezi istatistiklerine göre Hollanda, Amerika ve Brezilya’nın ardından en fazla tarımsal ihracat yapan üçüncü ülkedir. Ancak, Hollanda’nın başarısının asıl önemi, Amerika’ya kıyasla 230 kat, Brezilya’ya kıyasla ise 125 kat daha küçük tarım arazisiyle bu performansı göstermesinden kaynaklanmaktadır.Türkiye’nin tarımsal ihracatı 31 milyar dolar iken, yüzölçümü bakımından Türkiye’nin 19’da biri ve tarım arazisi açısından 21’de biri olan Hollanda’nın ihracatı 127 milyar dolardır. Bu rakam, Türkiye'nin tarım ve gıda ihracatının dört katından fazladır.
2,1 trilyon dolarlık dünya tarımsal ihracatının yaklaşık yüzde 40’ını AB ülkeleri gerçekleştirirken, 127 milyar dolarlık ihracatı ile Hollanda, AB ülkeleri arasında birinci sıradadır. Hollanda’nın tarımsal ihracatının yüzde 66’sı kendi ürettiği ürünlerden, yüzde 34’ü ise transit ihracattan (re-export) oluşmaktadır.
Arazilerin yüzde 66’sının tarım amaçlı kullanıldığı, ortalama çiftlik büyüklüğünün 32 hektar olduğu ve yaklaşık 51 bin çiftlik bulunan Hollanda'nın başarısının temelinde, ithalat yoluyla getirilen hammaddeleri işlenmiş ürünlere dönüştürme ve bu katma değerli ürünleri pazarlayabilme stratejisi yatmaktadır. Hollanda'nın 127 milyar dolarlık tarım ve gıda ihracatına karşılık 84 milyar dolar tarım ve gıda ithalatı bulunmaktadır. Aradaki fark, Hollanda’nın katma değerli ürün yaratma kapasitesinin gelişmişliğini göstermektedir.
Hollanda'nın süt üretimi Türkiye'den düşük olmasına rağmen peynir ihracatından 5,7 milyar dolar gelir sağlarken, Türkiye 220 milyon dolar kazanmaktadır. Hollanda'nın 2,7 milyar dolarlık çikolata ihracatına karşılık Türkiye'nin çikolata ihracatı 860 milyon dolardır. Tütün üretmeyen Hollanda, tütün ve tütün ürünleri ihracatından 1 milyar dolar kazanmaktadır. Arpa üretimi çok az olan Hollanda’nın bira ihracatı 2,2 milyar dolardır. Dünya arpa üretiminde altıncı olan Türkiye'nin bira ihracatı ise sadece 57 milyon dolardır. Hollanda, bebek besini ihracatından 3 milyar dolar, kedi ve köpek maması ihracatından 1,5 milyar dolar gelir elde ederken, Türkiye'nin bu iki ürün grubundaki toplam ihracatı 130 milyon doları geçmemektedir.
Türkiye, narenciye üretiminde dünya sekizincisi ve ihracatında üçüncü sırada olmasına rağmen, narenciye üretmeyen Hollanda sofralık narenciye ihracatından 1,2 milyar dolar kazanarak ülkemizle aynı geliri elde etmektedir. Narenciye suyundan Hollanda 840 milyon dolar kazanırken, Türkiye sadece 30 milyon dolar gelir sağlamaktadır. Süs bitkileri ve çiçekçilik ürünleri ihracatında ise Hollanda 12,5 milyar dolar gelir elde ederken, Türkiye 135 milyon dolar kazanmaktadır.
Hollanda’nın bu başarısında kamu-özel sektör-üniversite iş birliği önemli rol oynamaktadır. Bu üçlü iş birliği, tarım ve gıda sektörünün daha üretken ve verimli olmasını sağlamaktadır. Gıda Vadisi bölgesi, uluslararası gıda şirketleri, araştırma enstitüleri, Wageningen Üniversitesi ve Araştırma Merkezi’ni bünyesinde barındırarak bu iş birliğinin merkezidir. Bu bölge, teknolojik buluşların sanayide kullanımını yaygınlaştırması açısından önemlidir ve tarım ve gıda sektörü için dinamik bir bilgi merkezi konumundadır.
Mersin, yüzölçümü olarak Hollanda’nın yaklaşık yüzde 40’ına eşdeğer olup, 10 ürünün üretiminde Türkiye’de ilk sırada, 30 ürünün üretiminde ise ilk üçte yer almaktadır. Serbest bölgesi, gümrük antrepoları, organize sanayi bölgeleri, limanı ve lojistik imkanları ile Mersin’i küçük bir Hollanda olarak görebiliriz. Devletimiz, tarım ve gıda politikalarını Hollanda modelini temel alarak yeniden şekillendirebilir ve Mersin’i bir pilot bölge ilan ederek bu politikaların uygulamasına buradan başlayabilir.
Güçlü olduğumuz yerli ürünlerin yanı sıra, ithal edilen hammaddeleri katma değeri yüksek işlenmiş ürünlere dönüştürecek mekanizmalar kurmalıyız. Böylece hem kendi ürünlerimiz ile doğrudan ihracat hem de ithal ürünlerle transit ihracatta hacmimizi artırabiliriz. Devletimizden beklentimiz, bu dönüşümün sağlanmasına yönelik adımların atılması ve ilgili teşvikler ile desteklerin bu doğrultuda düzenlenmesidir. Bu oluşumun gerçekleşmesi için gerekli alt yapı, işgücü ve ticaret kültürü ilimizde fazlasıyla mevcuttur. Bu oluşum, kamu-özel sektör-üniversite iş birliği ile desteklenirse, Mersin ülkemizin tarım ve gıda üssü haline gelebilir.
Hedefimiz, geleceğin sektörü olan tarım ve gıda sektöründe daha aktif bir rol üstlenmektir. Eğer bu model, pilot bölge olarak Mersin’de başarılı olursa, Türkiye’nin diğer bu modele uygun bölgelerine de yaygınlaştırılabilir. Böylece, dünyada ilk 10’da yer aldığımız tarımsal hasıladaki güçlü pozisyonumuzu, tarımsal ihracata taşıyarak şu anda 21. sırada bulunduğumuz ihracat sıralamasında çok daha yukarılara çıkabiliriz.